Cuma, Mart 04, 2011

SALTA

21.02.2011
Giderek kuzeye Bolivya’ya doğru çıkıyorum. Hatta biraz da geç kaldım. Şili ve Arjantin Latin Amerika’dan çok Avrupa izlenimi bıraktı ben de. Tabii çok daha sıcakkanlı,çok daha sevecen. Salta’dayım. Salta’da İspanya’nın etkisini hissetmemek mümkün değil. İç avlulu kolonyal binalar, geniş parklar , süslü kiliseler. Buranın da meydanına İspanyollar gelir gelmez kocaman süslü bir katedral dikmişler. Hangi saatte gitsem ayin vardı ve hep içerde birileri dua ediyordu. Burada da tepeye çıkan bir teleferik var. Buralara kadar gelmişsin çıkmamak olmaz.
OTOBÜSTEDİ CİMCİME


Meydana yakın tek başıma bir odada kalıyorum. Şehir çok canlı, herkes sokaklarda sanki. Bir keşif gezisi yapıp değişik meyvalardan bir sofra hazırlıyorum kendime. Et yemek istemiyorum. Gece folklor gösterisi olan bir lokanta buluyorum ama bu keyfi yarın geceye bırakıyorum. Zira gösteri 10 da başlıyor. Benim uyku saatim. Yarın öğlen bir bardak şarap içip yatıp uyuyacağım. Akşama da ver elini Salta geceleri.
22.02.2011
BARLAR SOKAĞI



Yarın Arjantin’in sınır şehri olan La quiaca’ya gideceğim, öbür gün de ver elini Bolivya. San Lorenza diye turistik bir yer var diyorlar. Otobüse atlıyorum şehrin dışına çıkıyorum. Burası inanılmaz lüks bir semt. Çok geniş çim bahçeler içinde yüzme havuzlu hepsi birbirinden güzel mimari yapıya sahip malikanelerden oluşan bir semt. Merkezinde bir kafe var ama sabah erken olduğu için açılmamış.

ÖĞLEN BULUŞMA YERİ
Şehre dönüyor meydandaki kafelerin birinde keyif yapıyorum. Gözlüğümü tamir ettiriyorum,bavulumu yeniliyorum. Yollar yürümekle eskimiyor olabilir ama terlikler ayakkabılar, bavullar eskiyor.
MÜZE

Öğlen 2 saat uyuyorum .zaten öğlen saatleri 2-5 arası bütün dükkanlar kapanıyor, ortalıkta kimse kalmıyor. Sonra yine sokaklarda keyifli binalar gözlüyorum, sergi ve müze geziyorum. Meydandan bir müzik geliyor .iki saat kadar izliyorum. Müzikle beraber etraftakiler de kuzeye ait erkeklerin sert ayak hareketleri yaptıkları, kadınların cilveyle dans ettiği folk dansını yapıyorlar.


Oradan bir lokantaya gidiyorum. Guillemes diye bir bağımsızlık mücadelesi veren kahramanları var , onun evini restoran yapmışlar. Ben dokuzda gidiyorum kimse yok. Saat 11’den sonra bile yemeğe gelen oluyor.
KAFEDE SHOW

Canlı müzik, bir kadın ve bir erkek dans ediyorlar. Mikis Teodarakis benzeri bir adam aynen onun gibi duyarak gitar çalıp söylüyor. Bu arada herkese soruyor neredensin diye. İki masa Şili’den, gerisi Arjantin’in çeşitli yerlerinden.
Bir ara müşterileri de dansa kaldırıyorlar. Tabi ben de en gözde müşteri olarak kaldırılıyorum. Döndüğümde ne kadar güzel dans ettiğimi görmek isteyenlere videomu gösterebilirim.:)
Burada da müzik yapan Küba’da olduğu gibi masaları dolaşıp kopya CD satıyor.
Sonuçta buraya geldiğimden beri yalnız olduğum bir zamanda bu kadar güzel vakit
geçirmemiştim.
24.02.2011
Bugün yine yollardayım. Bilet aldığım otobüs çingene vapuru gibi nerede iki ev görse oraya giriyor. Açıkcası benim hiç itirazım yok. Oralara vaktim olmadığı için gidememiştim. Hiç olmazsa dışarıdan bir fikir sahibi oluyorum. Yol giderek çölleşiyor. Lamalar, kaktüsler ortaya çıkıyor. Evler kerpiçten olmaya ,insanlar daha esmer ve yerli halk olmaya başlıyor.
YOLLARDAN

Arjantin sınırına varıyorum. Büyükçe bir kasaba ama dağınık,yollar toprak. Akşam oda arkadaşlarımla yemeğe gidiyoruz. Biri kore asıllı,öbürü Japon iki Arjantinli genç. Bir de İsviçre asıllı bir çift gelip gitar çalmaya başlayınca keyifli bir akşam oluyor.

1 yorum:

Deniz dedi ki...

Yahu Nergiz, Sili, Arjantin, hadi neyse de bu Bolivya fasli artik biraz endise verici. Kendine mukayyet olasin.