Salı, Ocak 25, 2011

BUENOS AİRES VE YOLLARA DEVAM

22.01.2011
Bugün Buenos Aires’deki son gecem.önceden kararlaştırdığımız gibi dışarıda bir şeyler atıştırıp tango izlemeye gideceğiz. Palermo Viejo’da yemek yiyip saat onda halkın milonga yapmaya gittiği salona gidiyoruz. Erken olduğu için ders var siz dans edemezsiniz diyorlar. Bu arada ben en seksi elbisemi giymişim. Bilenler bilir kırmızı askılı, eteği fırfırlı dar elbise. Geziye çıktığımdan beri ilk makyajımı yapmışım. Alicia kaldırırlarsa tango yapacak mısın diye soruyor. Ben yıllar önce tango dersi aldığım ve Barlas’la dans ettiğim için bu işi kıvırırım diye düşünüyorum. Kalkarım deyince Alicia bana bir garip bakıyor.
BİR ORTA YAŞLI HANIM VE BİR GENÇ ÇOCUK TANGO DERSİNDE


Gittiğimiz yer büyük bir salon etrafına masalar yerleşmiş,ortada pist. Saat 11 den sonra şık giyimli erkek ve kadınlar salona gelmeye başlıyorlar. Pist doluyor. 3-4 parça tango çaldıktan sonra müzik kısa bir süre için rock,caz gibi ritim değiştiriyor. O zaman herkes yerine oturuyor ve çiftler değişiyor. Erkekler istediği hanıma teklif ediyorlar. İyi dans eden kadınlar hiç oturmuyor. Devamlı müşterileri var. En iyi dans eden erkeklerde yaşlılar.

TANGO SALONU
Şarap içerek izliyoruz. Beni dansa kaldıran yok. Halbuki güzelim,şıkım,seksiyim. Alicia’ya soruyorum neden? Fotograf makinen var turist olduğunu anladıkları için kaldırmıyorlar diyor. Bir ara kamerayı kaldırsam mı diye düşünüyorum. Ama o kadar güzel tango yapanları görünce zaten biraz tırsmışım kalsın kamera masada diyorum.
O ara inanılmaz bir şey oluyor. Bir adam masaya yaklaşıp bana yaklaşıp ‘bailar?’ yani dans eder misin diyor. Ben tedirginim ama Alicia veDanile’ gülücükler attırarak dansa kalkıyorum. Daha iki adım atıyoruz adam anlıyor benim halimi ‘sakinleş’ diyor. Bereket 3 dakika falan sonra müzik caza geçiyor adam da ben de kurtuluyoruz. Kibar adam beni şöyle bir döndürüyor ve yerime götürüyor . Tabi sonra kimse dansa falan kaldırmıyor ama olsun ben yine de çok mutlu hissediyorum.

yAŞLI ADAM GENÇ KADIN

22.01.2011
Bu akşam başlıyacak 40 saatlik bir Patagonya yolculuğum var. Bavulumdan ağırlık azaltmak için lüzumsuz olduğunu anladığım eşyaları boşaltıyorum. Cumartesi sabahı olduğu için Alicia’nın annesi mate içmeye geliyor. Öğlen için Daniel mangal yakıyor ve et ile püre yemeği yapıyor bize.
DANİEL MANGALIN BAŞINDA

Öğlenden sonra Daniel ile bir fotoğraf sergisine gidiyoruz. Eski askeri deniz lisesi. Son darbe sırasında burası işkence merkezi olarak kullanılmış. Şimdi bir bölümü Plaza de Mayo annelerinin kültür merkezi. Bu binaya yakın bir teknik okul var. Çocuklar okuldan kaçıp deniz lisesinin köşesinde gırgır yaparlarmış. Bir mahkum hapisten çıktıktan sonra anılarını anlatırken o çocukların seslerini duymanın kendisine ne kadar iyi geldiğini anlatınca dinleyiclerden biri sahneye çıkıp o haylaz çocuklardan biri bendim diyor. Birbirlerine sarılıyorlar.
ESKİ İŞKENCE MERKEZİ ŞİMDİ MÜZE

Kültür merkezinde iki sergi var. Biri kadın hareketinin geçmişi üzerine diğeri de ‘unutmayalım’ isimli askeri yönetim devrine ait. Bizdeki gibi toplu mezarlar bulunuyor. Beyaz eşarplı anneler DNA bankası oluşturuyorlar ve kayıpları bulmak için bu konuda çok ciddi araştırmalar yapıyorlar. Hatta Che Guevera’nın Bolivya’daki kemiklerinin tespitini
de onlar yapıyorlar.
Akşamüzeri Alicia ve Daniel beni terminale geçirmeye geliyorlar. Çok duygulanıyorum. Orada öğreniyorum ki Ushuaia’ya otobüs bileti alabilirmişim. Şimdi Rio Gallegos diye bir yere gidiyorum. Oradan aynı gün otobüs bulabilirsem devam edeceğim. Yok bulamadım ki muhtemelen öyle olacak ertesi gün devam edeceğim. Bir gün kaybetmiş olacağım. 8 şubat ta gemi biletim olduğu için boş yere vakit kaybetmek canımı sıkıyor doğrusu. Macera da buna diyorsun herhalde.
Bu sefer otobüste üst katta ama en öndeyim. Muhteşem bir şey. Yanıma genç bir çocuk oturdu. Ben İspanyolca neredensin falan derken oğlan bülbül gibi İngilizce konuşuyor. Ben nasıl İspanyolca öğreneceğim.? Tiyatrocu oğlan Ipoduma bir sürü müzik yükledi. Tiyatrocuymuş ayrıca bir orkestrada bateri çalıyormuş ve anneannesini ziyarete gidiyormuş. Yarı yola kadar yol arkadaşım.
Bu otobüs yarı yatar. En ön olduğu için rahat bacaklarını uzatabiliyorsun. Üç öğün yemek veriyorlar. Sabah 10 öğlen bir akşam da 10 da. Dün gece yemek servisi yapıldı. Pilav ,ekmek peynir ,salam ve tatlı var. Biraz zayıf geldi bana ama bu da 2. sınıf otobüs. Ben önümdekileri tatlı dahil bitirince adam sıcak tavuk ve püre getirmez mi? Meğer öğlen ve akşam yemeklerinde sıcak yemek olurmuş.
Otobüs dilenci vapuru gibi. Neredeyse her şehirde duruyor. Yolcu indirip bindiriyor. Güneye indikçe ağaçlar yok oluyor. Göz alabildiğine pampalar yani bozkır. Yolun yarısı geçti. 16 saat kaldı. Gözümde büyütmem yanlışmış. En önde pek keyifle gidiyorum.
Bu gece güneşin batımı muhteşem oldu. Hatta foça’daki gün batımından daha güzel ve uzun. Sanırım 1.5 saat sürdü renkler giderek koyulaştı. Sonra ay doğdu. Işınları denize vurdu. Gel de uyu şimdi. Şair olup şiir yazabilsem diyorum.


24.01.2011
Sabah Rio Gallegos’a varıyoruz. Hiç umudum yokken Ushuaia giden otobüsün son iki koltuğundan birini satın alıyorum. Ve ben binince otobüs kalkıyor. Bu da 17 saat sürecek bir
yolculuk. Yani toplam 57 saatlik bir yolculukla dünyanın ucuna varacağım.
EVETTT. Patagonyadayım. Yani dünyanın ucu Ushuaia diye Arjantin’in en ucu. Buradan Antartikaya gemiler kalkıyor. Otobüste inanılmaz bir şey oluyor bir çocuk türkmüsünüz diye yanıma geliyor. Feyyaz. Benden daha çılgın. Üç kuruş parayla yollara düşmüş. Bisikletçi. Türkiye turu yapmış bisikletle. Arjantin’i de Türkiye sanıyor. Ne ingilizce ne İspanyolca biliyor. Dünyanın bir ucuna gelmiş. Ben bu cahil cesareti diyorum o macera diyor. Laflıyoruz .yol hızlı geçiyor. Önce Arjantin sınırında bekliyoruz sonra Şili. Ve mucize gerçekleşiyor. Macellan boğazını geçiyoruz.
MACELLAN BOĞAZI
AZ KALSIN UÇACAKTIM


MACELLAN BOĞAZI

Otobüsteki herkes heyecanlı. Rüzgardan uçmamak için etrafa tutunuyoruz ama çok mutluyuz. Ve Tierra del Fuega yani Ateş topraklarındayız. İspanyol geldiklerinde yerliler ateş yaktıkları için uzaktan ateşi görüp bu bölgeye o adı vermişler.
FEYYAZLA ATEŞ TOPRAKLARINDAYIZ

Tekrar Şili sınırı tekrar Arjantine giriş. Ve biteviye uzanan pampalar. Ama yolda her an bir sürpriz oluyor. Hafif bir yağmur başlayınca tam renkleriyle tam bir gökkuşağı çıkyor. Sonra yanında ikincisi… siz hiç tam bir gök kuşağı gördünüz mü? Ben ilk defa bu kadar yedi rengin belli olduğu tam bir gök kuşağı gördüm.


9 da varması gereken otobüs gece 12:30 da Ushuaia ya varıyor. Feyyaz dert etmiyor . çadırı falan var. Ben biraz panikliyorum. Bir adam bir hostel adresi tutuşturuyor elimizi. Otobüsteki bütün turistler oraya yollanıyor. Son yatağı adam bana veriyor. 16 kişilik bir odanın bir ranzası. Kendimi hemen yatağa atıyorum. 55 saat sonra başım yastık görecek. Ama o ne bir süre sonra yatak sallanmaya başlıyor. Bir süre sonra yine. Anlıyorum altta yatan çocuk horlamamdan rahatsız oluyor ama ne yapayım. 16 kişilik odada yatmayı kabul ederken bunu düşünüp kulaklarına tıkaç takacaktın. Ben horlamama mani olamam ki. Velhasıl gece doğru dürüst uyuyamıyorum.
25.01.2011
Sabah erkenden kalkıp kendime 4 kişilik bir oda olan hostel arıyorum. Her yer dolu. Küçük bir yer buluyorum. İki gece burada kalacağım sonraki iki gece de hoş bir yerde yer ayırtıyorum. Cumartesi günü için de uçaktan El Calafate’ye yerimi alınca keyfim yerine geliyor.
Velhasıl keyfim yerine geliyor.

2 yorum:

Tülay Karacaörenli dedi ki...

Nergiz'cim keyifle izliyorum.Kendine iyi bak. Skype yükledim, vaktin olursa ara beni yada ben arayayım seni:))

Türey dedi ki...

Canım, seni özledim. Yazı ve fotoğraflarla bizi de birazcık da olsa gezilerine "yoldaş" ediyorsun. Teşekkürler.

Türey