Perşembe, Şubat 17, 2011

YİNE YOLLARDAYIM VE BARİLOCHE

Gemi iptal olunca El Calafate’ye dönüp ve de iki gün bekleyip dün akşamüstü otobüse bindim. 30 saatlik bir yol daha. And dağlarının eteğinden geçen ve kuzeye giden meşhur bir rota40 var. Gemiyi yapamadım bari onu yapayım diyorum. Ama ortaya çıkıyor ki benim aldığım bilet o değil. Önce otobüs güneye Rio Gallegos’a gidiyor oradan kuzeye Bariloche’ye çıkıyor. Ben bunu bilsem doğrudan Rio Gallegos’a gelir El Calafate’de oyalanmazdım. Bunlar hep bana ders. Planım aksadı mı hemen panikliyorum. Etraflıca sorup araştırmadan cumburlop bir şeyler yapıyorum ve sonra anlıyorum ki çok yanlış yapmışım. Umarım bu gezi bana bunu öğretir ve hayatı paniklemeden daha sakin yaşamasını beceririm.
GÜN DOĞUMU
Bereket bu yolculuklar çok rahat otobüslerle yapılıyor. Kitabını oku,yol programını yap, sakin sakin düşün;hepsi için bol bol vakit var. Yani tam bana göre
Akşam gün batarkan yeni ay da batıyordu ve kocaman bir yeni aydı. Acaba buralar aya daha yakın olabilir mi? Çünkü bir ay meraklısı olarak ben o kadar kocaman yeni ay hiç görmedim. Gece de tepeme yıldızlar yağdı. Bir de denizin üzerinden müthiş bir gün doğumu. Burası genelde dümdüz olduğu için havada bulut da varsa gün doğumu ve batımları muhteşem oluyor.

Arjantin çok büyük bir ülke. 2.8 milyon metre kara toprağa karşılık 40 milyon kişi yaşıyor. Onun için yolda gidiyor gidiyor ve hiçbir hayat izi görmüyorsun. Moğolistan ‘da bile zaman zaman göcebe çadırları görmek mümkünken burada alabildiğine bir boşluk var. Yolda Eduaroda Galeano’nun Latin Amerika’nın Kesik Damarlarını okumaya başladım. Keyifli bir kitap. Koca kıtanın nasıl sömürülüp askeri darbeler ülkesi haline geldiğini o kadar güzel anlatmış ki.
09 02 2011
Gece otobüs çok geç Bariloche’ye varıyor. Yanımda oturan Hollandalı bir kız öbür tarafımda Romanyalı bir tur rehberi var. Hollandalı kız otobüse yarı yoldan bindi ve bütün çanaşırlarını donu dahil otobüsün her yanına kurusun diye astı. Otobüsten inince biraz da zorunlu olarak beraber kalacak bir yer aradık. Bu kadın Hollada’da öğretmenmiş. Evini satıp bir yıllık bir geziye çıkmış. Bu gezide 60 küsür ülke gezicekmiş. Bunlara Antartika ve Galapagos adaları gibi inanılmaz fiyatlara mal olan geziler de var. Gel gör kadın bir dilenci. Her an yalvar yakar halinde. Bir hostele gidiyoruz akşam yemekleri bedava ama zamanı geçmiş. Kadın yalvarıyor ne olur diye. Yahu atıştır bir şey ve yat değil mi? Nitekim yanında yağ ,peynir ne istersen var . Odada çıkarıp yiyor ve ben otobüs ve taksi paralarını verdiğim halde sen de ister misin demiyor. Bir de çantaları var inanılmaz. 3 tane torba küçük sırt çantası falan. Ve de bir büyük bavul ve kocaman bir sırt çantası. Tamam anladık hem kışlık hem yazlık taşıyoruz ama ne bu anlaşılmaz.
Gece geç vakit zar zor bir hostel bulup yerleşiyoruz.
BU DÖKÜNTÜ ARABA OTOBÜSE MEYDAN OKUDU:)
10.02.2011
Benim daha önce irtibat kurduğum bir çocuk var. Sabah bakıyorum ondan bir mesaj var. Gel kal bende diye. Bu kız bu hostel çok pahalı bende seninle geleyim diye tutturuyor. Ben bir gidip bakıyım diyorum. Nitekim ufacık bir ev. Oda dolaplarla ayrılmış. Yandaki yatakta ben yatacağım. Ayrıca ev karanlık. Ama çocuk kibarlık yapıp beni davet etmiş. En azından bir gece kalırım diyorum. Dönüp kıza söylüyorum ev çok küçük ve ayrıca bu çocuk ona gelemezsin demiş. Yalvar yakar benden adresini alıyor . eğer beni görürse kabul eder belki bu hostel çok pahalı diyor. Ve beni sinir ediyor.
BARİLOCHE MEYDANI
Kendimi Bariloche sokaklarına atıyorum. Önce turizm information merkzine uğruyorum. Tam dört kişi çalışıyor. Kuyruk var. Sıra bana gelince oradaki kız her türlü bilgiyi bana veriyor. Çok organize olmuşlar.
Burada kışın da kayak yapıldığı için tam bir turizm merkezi. Gidip bir bisiklet kiralıyorum. Aslında hala yol yorgunluğunu üzerimden atmış değilim. Ama olsun. Aylar sonra bisiklete bineceğim. Parmağımdan çok korkuyordum ama bugün beni çok güzel idare etti. Bariloche bir göl kenarında yamaca kurulu çok şirin bir şehir.Evler bahçe içinde ve çok güzel. Bu mevsim Arjantin’in her yerinden buraya turist akıyor. Tabi yabancılar da var. Onun için her tarafta şık oteller var. Özellikler göl boyunca her yer otel dolu.
BİSİKLETİM VE BEN
Bisiklete atlayıp önce garaja gidip Pucon için biletimi alıyorum. Oradan ver elini Bariloche yolları. Göl kenarından pedal basıyorum. Çok keyifli ama çok sıcak bir gün. Herkes göle giriyor. Ben de gireceğim.çok güzel görünüyor.

Şehrin ortasında taştan yapılmış, her tarafı vitray pencereler kaplı bir katedral var. İspanyollar 16. yy da gelince hemen bu binayı dikmişler. Yerlilerin canına okuyup biz buradayız diye göstermek için herhalde. Bugün kızılderili bir kadın gördüm. Hiç karşımadan bu zamana kadar gelebilmiş demek ki dedim ,tabi içimden)
Burada hemen her yerde çeşitli teleferikler var. Bu gün ikisine biniyorum. Biri Cerro Otto. Tepesinde Arjantin’deki tek döner lokanta var. Diğeri daha küçük ve açık bir teleferik. Tepede bir kafe var. Velhasıl gün çok güzel geçiyor.

TEPELERDEN BİR GÖRÜNTÜ
Teleferikler ,bisiklet,abur cubur. Akşam biraz da mutsuz kalacağım eve geliyorum. Oğlanla tanışıyoruz. Gonzala. Çok şeker bir tip çıkıyor. Üstüne üstlük evin çok güzel bir bahçesi var . Bahçede şarabımı içip peynir ve salamdan oluşan yemeğimi yiyip keyif yapıyorum. Muhtemelen kalan iki geceyi de burada geçireceğim. Gonzalo bana İspanyolcam konusunda çok yardımcı olacak gibi görünüyor. Ben şimdi bunları yazarken o koşmaya gitti. Yarın gece de beraber yemek yemek üzere anlaştık. Bu küçücük eve bir de İsveçli kız geliyormuş. Hadi hayırlısı.Misafir misafiri sevmezmiş.
ZİYAFET YEMEĞİM
10.02.2011
Sabah yine yollara düşüyorum. Dağlara dağlara. Yine bir teleferik bulup tepelere çıkıyorum. Oradan ormana yürüyüşe.hava çok sıcak olduğu için çok yoruluyorum. Herkes göle giriyor. Çok soğuk diyorlar ama yarın ben de girmeye niyetliyim.


Akşam Gonzala beni yemeğe davet ediyor. Kıymalı makarna yiyoruz. Öğlen ben göl kenarında şnitsel ile şaraptan oluşan güzel bir yemek yemiştim. Burada porsiyonlar inanılmaz büyük.
İsveçli kız geldi. Üç aydır güney Amerika’daymış. Su gibi İspanyolca konuşuyor. Ben de üç ayın sonunda konuşabilecek miyim acaba? Buenos Aires den İspanyolca konuşmaya başlasaydım çok iyi olacakmış. İki gece biraz kalabalık olacak burası ama Gonzalo gitmen gerekmiyor dedi. Ben de yarın onlara yemek yapacağım. İsveçli kız boncuktan bilezik yapıp satıyor ve yolculuk parasını çıkarıyormuş.
Bariloche devam
11.02.2011
İsviçreli kız çok şeker çıkıyor. Adı Anina. Çevre mühendisiymiş,iş bulamayınca 7 aylığına Latin Amerika turuna çıkmış. Bununda cebinde parası yok. Şili’de çiftliklerde çalışmış. Bir de bilezik yapıp gece tezgah açıp satıyor. Ben de ayrılırken ondan birbilezik aldım çok mutlu oldu. Garibanlar yardım komitesi oldum çıktım buralarda.
Yemek yapmak için markete gidiyorum ama doğru dürüst hiç sebze yok. Lahana bulunca kıymalı kapuska ile dometesli pilav yapıyorum. Anina da salatayı yapınca öğlen ziyafetimiz hazır. Koca bir tencere kapuska bitince yemeği beğendiklerine karar veriyorum.
GONZALO VE HAREMİ

Öğleden sonra Anina ile göle girmeye gidiyoruz. Dün çok sıcak olan hava bugün kapamaz mı? Bir de fırtına ve yağmur geliyor. Anina yağmur öncesi yüzüyor ama ben ayağımı göle sonunca vaz geçiyorum,zira gerçekten su çok soğuk.
Akşam daha önce CS’den yazıştığım ve evinde kalacağım ama erken geldiğim için kalamadığım üniversite hocası Valatina ile buluşuyor. O geçen sene CSle Kuzey Avrupa’yı dolaşmış. O sırada Bariloche’de olan Cordobalı bir kızı da davet etmiş buluşmaya. Yemeğe gidiyoruz. Kadın davet etti ama herkes kendi kesesinden yesin içsin davetiymiş meğerse. Aralarında İspanyolca konuşuyorlar . Ana fikri anlıyorum ama detaylar konusunda zorlanıyorum. Neyse ki zaman zaman İngilizceye dönüyorlar. Cordoba’lı kız her konuda bir gamlı baykuş. Şili’ye gidiyorsun dikkat et orada çok deprem oluyor diyor. Yani ne yapmam lazım diyorum edepsizliğine. Salak mı ne ?
Gonzalo’nun evinin yanında, evinin 3 katı bir ofisi var. Web sitesi dizayn ediyor. İlk geldiğim gün bana karşıdaki çok güzel bir evi gösterip burada çalışıyorum demişti. Ben de orada bahçıvanlık falan yapıyor sandım. Gariban oğlan bak evini misafirlere açıyor bari akşam ona da yiyecek alayım diyorum ama o gece Gonzalo arkadaşlarıyla yemeğe çıkıyor ve dönmezsem merak etme diyor. Ama herhalde kız buna yüz vermiyor ki sabah kalktığımda evde buluyorum.

GECE BRARİLOCHE
Bu akşam da döndüğümde ofisinde bir arkadaşıyla şarap içerken buluyorum. Anina’ya da ofisinde yatma teklifi yaptı ilk geldiğinde. Tarihleri karıştırdığı için ikimizi de eve kabul etmiş. Ama Anina yere uyku tulumunu serip yatmayı tercih etti. Gonzalo’nun arkadaşı 15 günlüğüne Meksika’ya gidiyor. Biraz sohbet ediyoruz.
12.02.2011
Sabah erkenden Gonzalo bizi arabasıyla garaja bırakıyor. Ona pc deki bütün Türkçe şarkıları yüklüyorum. Çok mutlu oluyor.
Otobüslerde devamlı film gösteriyorlar. Uyduruk eski filmler ama İspanyolca alt yazılı olduğundan bana bayağı faydası olur diye izliyorum. Ama yol bugün o kadar güzel ki film falan izlenmez.
And dağlarını geçiyor Şili’ye gidiyorum. Yol dağların, ormanların,göllerin arasından geçiyor. Yol üzerinde ahşap evlerden oluşan küçük kasabalardan geçiyoruz. Hafif yağmur var .


Şili sınırından bu 3. girişim. Çok komik uygulamaları var. Bütün çantalar otobüsten iniyor. Eskiden bavulları açtırıyorlarmış artık modernleşmişler çantalar cihazdan geçiyor,meyva süt ürünleri var mı onu kontrol ediyorlar. Bu sefer bir de köpek geldi koklayarak çantaları kontrol etmeye. Sonra da çantaları otobüse yükleyen adam bahşiş diye dolandı.
Şili tarafı ile Arjantin tarafı bu kadar farklı olabilir. Arjantin’in lüks, zarif evlerinin yerine Şili de yine teneke, baraka evler ortaya çıktı.
Evler niye tek kat ve teneke ya da ahşap yapılmış sonradan keşfediyorum. Şili’de pek çok yanArdağ var ve çok sık deprem oluyor. Hatta 6-7 rihter oluncaya kadar deprem bile demiyorlar, sarsıntı gibi deyimlerle geçiştiriyorlar.
Osorno diye bir yerde otobüs değiştiriyorum.2 saat vaktim olduğu için şehri dolanıyorum azıcık. Her ne kadar çok lüks dükkanlar olmasına rağmen görüntü yoksul bir izlenim bırakıyor. Gözüme kıyıda kalmış bir lokanta kestiriyorum.Yahu ben bu lokanta bulma işini çok güzel beceriyorum. Bir yemek geliyor içinde ne ararsan var. Mısır ama koçanıyla, bal kabağı kabuğuyla, pirinç ve bir yığın sebze ve tabi koca iki parça et. İnanılmaz lezzetli.

BU BLOK ÇOK DEDİKODU VE YEMEK OLDU AMA BİLGİ İSTEYEN İNTERNETE GİRİP BAKSIN:))
Akşam Pucon’da olacağım. 12 saatlik bir yolculuk daha yapıyorum ama lafı mı olur 33,55 saatliklerden sonra.:)
Yer ayırtığım hostel çok şirin küçük bir yer. Tertemiz. Aynı zamanda turlar da düzenliyor. O gece Anna –alman- ve Frank –ingiliz – bir bara gdiyoruz. Orada birde AFS’li şirin bir Şiliyle beraber laflıyoruz.ben çok yorgunum. Anna da Frank hafiften ona asıldığı ve sarhoş olduğu için benimle dönüyor. Ama bir gece gecelere akacağım. Bakalım ne zaman.

1 yorum:

Deniz dedi ki...

Yahu bu gezi gercekten cok yonlu, hem turistik hem felsefi, asagidaki satirlara bayildim:

Bunlar hep bana ders. Planım aksadı mı hemen panikliyorum. Etraflıca sorup araştırmadan cumburlop bir şeyler yapıyorum ve sonra anlıyorum ki çok yanlış yapmışım. Umarım bu gezi bana bunu öğretir ve hayatı paniklemeden daha sakin yaşamasını beceririm.