Pazar, Şubat 06, 2011

PUERTO NATALES- ŞİLİ

03.02.2011
Puerto Natales
El Calafete’den Puerto Natales’e gitmek için Şili sınırını geçiyorsunuz. Bütün çantalar abuk bir şekilde aranıyor. Meyva ,süt ürünleri falan varsa el koyuyorlar.
KALDIĞIM EVİN DIŞ GÖRÜNÜŞÜ
YEMEK FASLI

Couchsurfing de bulduğum bir ailenin evine gidiyorum ama gün aksiliklerle başlıyor. Önce bavulumun tekerlekleri kırılıyor. Eee bu kadar yola itiraz ediyorlar tabi. Sonra küçük not defterim var, onu kaybediyorum. Esas felaket aylarca hayalini kurduğum Şili fiyordları ve buzulları arasında yapacağım gemi seyahatinin iptal olması. İnanılmaz bir şey olmuş ve şapşal kaptan gemiyi bir yerde karaya çarpmış. Bu tarih de gelmiş tam benim gideceğim tarihe denk düşürmüş. Her ne kadar şirket bunu sigorta için yaptı diyorlarsa da, şanş bana denk gelmiş. Halbuki ben bu gemide içmek için biraz metaksa bile getirmiştim yanımda.
HAİN GEMİ ÇARPACAK ZAMANI BULMUŞ

Tahmin edeceğiniz gibi moralim inanılmaz bozuldu. İyi gemi yok bari gideceğim yere otobüsle gideyim diyorum, bir hafta bütün otobüsler dolu. Yuuuf olsun.. iyi peki uçak.. Orada da yer yok. Gel de canın sıkılmasın. Bütün bu gelişmeleri de tesadüfen öğreniyorum. Gemi şirketi lütfedip bildirmiyor. Sabah 4 de gemiye binilecek dendiği için hani geceden binebilir miyim diye sormaya gidince öğreniyorum.
TENEKE EVLER

Öğleden sonra bir acentede dağcılık nasıl yapılır, bu gideceğimiz dağ nasıldır diye bir konferansa gidiyorum. Benim derdim birlikte gidebileceğim birini bulabilir miyim? Ama kimse yüz vermiyor.Onun üzerine bir turizm şirketinden otobüs biletimi ve bir gece kalmalık refugeu denilen, 5 yıldızlı otel fiyatında olan ama 6 kişinin kalacağı bir odada yer ayırtıyorum. Buraya kadar gelmişken Torres del Paine’yi görmeden gitmek olmaz.
Yanında kalacağım aileye gelince onlar da başka alem. Şeker tipler ama ev rezalet pis. Evi pansiyon gibi kullanıyorlar, bu arada da couchserving i de kullanıyorlar. Onlarda kalmayan yok. Türklerden bile benden önce 4 kişi kalmış. Hemen anlatıyorlar; bir gün sen kendi yemeklerinden yapacaksın, elektrik, su internet için kumbaraya para atacaksın. Tek avantajı İspanyolca konuşuyorlar, bana epey bir eksersiz oluyor. Akşam yemek için onlarla markete gidip aldıklarının parasını veriyorum. Gece 11 de tavuk ve pilavdan oluşan yemeği yiyoruz. Akşamüzeri Meksikalı bir çocuk da bize katılıyor. Otostopla gelmiş buralara kadar. Her şeye rağmen İspanyolca konuştuğum için mutluyum.
04.02.2011

Ertesi gün , meşhur Torres del Paine için yola çıkacağım sabahın köründe, bu sefer de yağmur var. Yahu ne oluyor diyorum tabi kendi kendime. Bereket iki saatlik yolda yağmur azalıyor,hava açar gibi oluyor.
BAŞI BULUTLU DAĞLAR
Puerto Natales’i de meşhur eden Milli park ve Torres del Paine- yani paine’nenin tepeleri. Bu dağlar And dağlarının bir bölümü değil ama iki büyük dağ silsilesi ve etrafında göller ,buzullar ve daha küçük dağlar var. Üzerinde çeşitli rotalar oluşturmuşlar. En meşhuru W rotası 5 ile 9 gün de tamamlayabiliyorsun. Rotaların arasında kamp yerleri ve refigue denilen otelimsi yerler var.


Otobüsün bizi bıraktığı yerde katamarana binip karşıya geçiyoruz. Tepeleri karlı ve bulutlu dağların arasından. Kalacağım yer gerçekten çok hoş. Oda dağlara ve göle bakıyor. Dağlara bakan bir de barı var.

Eşyalarımı bırakıp kendimi dağlara vuruyorum. Dağların, göllerin, ağaçların arasından bu sefer 5 saat yürüyorum. Ben biraz daha buralarda dolanırsam Evereste çıkmaktan kimse beni alıkoyamaz.

Otele dönüp bir duş alıp doğru bara. Happy hour ayağına bir içki fiyatına iki içki veriyorlar. Tabi burası çok lüks bir yer ve her şey çok pahalı. Ama barın manzarası muhteşem. Dışarıdaki gariban kampçılara acıyarak cinimi yudumluyorum, manzaranın keyfini çıkarıyorum.Yanımda Amerikalı bir genç kız,karşımda Şilili bir aile . Hep beraber İngilizce,İspanyolca sohbet başlıyor. Şililer 10 gün W rotasını yapmışlar. Orta yaşlı gazeteci bir kadın,oğlu, oğlunun nişanlısı ve nişanlının ağabeyi. Amerikalı kız da iddialı onların 10 günde yaptığını 5 günde yapacak. Kolay gelsin yavru kuş sana diyorum.
BARIN MANZARASI
BİR DE GÖKKUŞAĞI ÇIKMAZ MI?

05.02.2011
Sabah ilk vapurla geri dönüyorum ve tekrar geldiğim yere El Calafate’ye bilet alıyorum. Otobüse benden sonra 40 yaşlarında yakışıklıca bir adam binince benim yanıma oturursa şansım dönmüş demektir diyorum içimden. Hooop yanımda vallahi. Yani sanmayın ki adam peşindeyim . Otobüste 25 yaşın üzerinde kimse yok. Adam Fransa da diş teknisyeniymiş. Kız Nursen sen de türkiyede diş hekimi olacağına niye gidip Fransa da diş teknisyeni olmuyorsun?. Adamla sohbet sırasında Fransanın ekonomik durumunu anlatırken kendi durumunu da anlatıyor. Paraya para demiyor. Ama ağlaşıyor. Sırf 5 gün kamp için 1500 dolara yakın para harcamış. Gel biz sana bedava dağ yürüyüşü yaptıralım diyorum. Adamın çok orijinal bir yelkenlisi var, Paris’te dairesi var; yok vallahi mal mülk peşinde değilim hem bekar, hem dağcı, hem de güzel gözleri var. Ama bir sakıncası var Fransız. Bütün bunları o anlattı. Sen git adama sor, geçen gün otobüste bir kadınla 5 saat konuşmuşsun, kimmiş de üç cümle ancak kurar. Onları da o sormamıştır ben gevezeliğimden anlatmışımdır. Bunlar kendilerini çok beğendikleri için hep kendilerini anlatırlar. Karşısındaki kimdir ilgilenmez. Zaten otobüsten inince benimle selamı sabahı kesiyor. Anlıyor zira ben gariban bir emekli mühendisim.
EL CLAFATE NİN ÇİCEĞİ DE LAVANTA

06.02.2011
Sabahın köründe otobüs terminaline gidip kuzeye Bariloche’ye bilet arıyorum. Bugüne yok. Yarın öğleden sonraya bilet var. İşte bu yüzden ben de bu kadar detaylı şeyleri yazabiliyorum. Bu arada kirlenen çamaşırlarımı yıkatıyorum. Aylak aylak hostelde oyalanıyorum. Zira El Calafete ‘yi zaten gezip bitirmiştim. Öğlen güzel bir yemek yiyorum. Akşama da şarap peynir ,salam alıp keyif yapmayı planlıyorum. Otobüsüm yarın öğlenden sonra. Burada meşhur bir rota 40 var. Yani 30 saatlik And dağlarının kenarından geçen bir yol.30 saatte bir şey mi? Ben bugüne bugün 55 saat otobüsle yol gitmiş kadınım. Bana vız gelir tırıs gider. Moralimi düzeltmek için gördüğünüz gibi işi gırgıra vurdum artık.

4 yorum:

akbaş dedi ki...

Gayet iyi gidiyor. Olumsuzlukları takma

Unknown dedi ki...

Vay o alçak NAVİMAC sana da mı aynı numarayı yaptı? Hatırlarsan bizim de Puerto Modd dan o gemi ile NATALES e fiyortlardan gelip Torres Del Paine e ulaşma heyecanımızı önce yola çıkış zamanını erteleyip zar zor yol aldığımızın ikinci günü hava koşulları ve motorlardan birinin arızasını bahane edip geri dönerek berbat etmişti.Ve maalesef Paraguay yolculuğumuz nedeniyle uçakla geldiğimiz Natales te mevsimi kaçırmış olmak gibi -Antartika için- bir sürpriz daha yaşayıp kös kös geri dönmüştük. Doğrusu senin için daha çok üzüldüm. Zira sen bu çabanla elbette bu sürprizi hakketmiyorsun. Neyse yinede bozma moralini FİN DEL MUNDO fatihi super nene aslanım benim istikamet MAYALAR MARŞ MARŞ . Çok öptüm.

Unknown dedi ki...

Nergizim,
Hayatim, seni çok özlüyorum. Yazdıkların çok eğlenceli, arada ihmal etsem de okuyunca çok hoşuma gidiyor.
Minik şanssızlıklara aldırma, büyük cimriliklere kapılma. Otobüslerden artık uzak dursan fena olmayacak. zamanın azalıyor.
Burası bugün günlük güneşlik.
Ailecek seni kucaklıyoruz.
ipek

Deniz dedi ki...

Yav kardesim seninki de birsey mi? N'olmus yani kaptan gemiyi carpmissa? Biz kirk yilin bir basi Misir'a gidelim dedik adamlar ihtilal yapmaya kalkti!

Valla Nergizcigim okuduklarimi inanamzayarak, sanki bir ruya izliyormusum gibi okuyorum. Onunde sapkamizi cikarip yerlere egilmekten baska yapabilecegimiz birsey yok goya gezmis etmis insanlar olarak.